Maskelerimiz

31.05.2017
2.072
Maskelerimiz


MASKELERİMİZ

BU YÜZ SADECE BİR TANESİ SANA GÖSTERDİKLERİMDEN!

“Artık yüzüne bakıp beni üzdüğünü hatırlamak ya da hatırlatmak istemiyorum. Çünkü yüzüne sadece gülerek bakmak, sevgiyle dokunmak istiyorum. Parçalarımı uzun süredir bulamıyorum, çok kırıldım paramparça oldum. İyi değilim… Hiç iyi değilim… Maske takıyorum aylardır. Bu yüz sana gösterdiklerimden sadece birisi!  Artık gerçek ben hangisi bilmiyorum! …Şu an maskemi çıkarıp sana bunları yazıyorum….” Bir kadının acılarının dayanılmaz bir hal aldığında, yaşadığı hissiyatlardan, eşine yazdıklarından kısa bir bölümü. Yaşadıklarını gizlemek için gerçek benliği dışındaki, öteki ben’ler.

  • Tanınmamak için yüze geçirilen, boyalı kartondan, plastikten vb. yapılmış, insan ya da hayvan yüzü biçiminde yapay yüz…
  • Oyuncunun yüzüne geçirdiği, insansı yönünü kapatan yapay yüz.
  • Gerçek duyguları ya da bir şeyin gerçek yüzünü gizleyen aldatıcı davranış ya da görünüş.
  • İnsanın kendisine ve çevresine karşı takındığı, gerçek duygularını yansıtmayan tavır.

Yukarıdaki şekillerde tanımlıyor sözlükler maskeyi…

Antik Roma tiyatrosunda aktörlerinin oynadıkları rolü belirtmek için giydikleri, Latincede, oyuncu maskesi anlamına gelen persona, Jung’un adlandırmasıyla, egonun, gerçek niteliğini toplumdan saklamak amacıyla yarattığı kamusal çehredir, maskedir. Daha basit söylersek, persona  başka insanlarla ilişki kurmak için taktığımız maskedir.

“Mars gezegenine ulaşmak, kendi kendine ulaşmaktan daha kolaydır.” der Jung takındığımız maskelere vurgu yapmak için. Günlük yaşantımızda insanlarla iletişim içerindeyiz ve bu ilişki sırasında asıl benliğimiz dışında farklı ben’ler sergileriz veya sergilemek zorunda kalırız. Sergilemek zorunda kalırız, çünkü sorumluluklarımız vardır, yapmamız gerekenler vardır. Ya da sergileriz, çünkü öyle hissederiz, gerçek yüzümüzü göstermek işimize gelmez ve maskeler takınırız. Ve hayatımızdan geçen insanlara takındığımız maskeler, kendi kişiliğimizden asıl ben’den uzaklaşmamızı ve olmadığımız birine bürünmemize sebep olur. Hayatımızdaki insanlara, gerçek yüzümüz dışındaki yüzlerimizi göstermeye başlarız. Kız arkadaşımıza, anne ve babamıza, idarecimize, arkadaşlarımıza, çevremize ve en önemlisi bir süre sonra kendimize gösteririz bunu. Ve kendimizi aramaya başlarız bu ben’ler arasında… Doğru olanı aramaya başlarız ve insanların yanlışlıklarından dem vururuz. Freud maskelediğimiz benimize vurgu yaparak, “Herkes doğru insanı bulmak ister yanılmamak için, oysa kimse uğraşmaz doğru insan olmak için.” der.

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim. (C.Sıtkı Tarancı)

İlk paragraftaki gibi bir durumda yaşayabiliriz veya yaşatabiliriz maskelerimizle. Kendi benimize ulaşmak, farkında oluş halimizin oluşması zaman alabilir ve arkadaşlarımızda, ailemizde, eşimizde, sevdiklerimizde tamiri mümkün olmayan yaralar açabiliriz. Bunların olmaması için kendi kişiliklerimizi, kendi ben’lerimizi sergilemeliyiz. Mark Twain “Her zaman doğruyu söyle; ne söylediğini hatırlamak zorunda kalmazsın“  demekte; bende diyorum ki, her zaman kendi yüzünü göster, başkalarına maske seçmek zorunda kalmazsın. Günümüzde, kendimiz olmakta zorlandığımız bir yaşantının içerisindeyiz ve bu hayatımızda kısır döngü oluşturmaya başlamadan önce kendimizi bulmamız şart! Yoksa şu soruyu sormaya başlarız; “Ben Kimim?”.

 

 

Şuayip KÜTÜK
Psikolojik Danışman
urungu7447@hotmail.com

 

YAZAR BİLGİSİ
Rehberlik Servisi
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.