Aile ziyaretleri gerçekten faydalı mı?

14.03.2017
3.024
Aile ziyaretleri gerçekten faydalı mı?


AİLE ZİYARETLERİ GERÇEKTEN FAYDALI MI?

Eğitimin en temel bileşenlerinden biri olan aileyi okula çekmek ve onları doğru yönlendirmek oldukça önemli. Okullarda yapılan veli toplantılarına katılım yetersiz kaldığında, ya da sorun yaşana bir öğrenciye rastlandığında aile ziyaretleri gündeme gelinir.  Peki aile ziyaretleri gerçekten faydalı mı? Yaşadıklarımı dikkate alarak bu sorunun cevabını vermeye çalışacağım.

İlçe lisesinde görev yaparken iki yıl içerisinde ‘Aile Öğretmenliği Projesi’ çerçevesinde 46 köy, 4 mahallenin yanı sıra Muş, Bingöl, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman’da oturan öğrencilerimizin ailelerini ziyaret etmiştim öğretmen arkadaşlarımla. Toplam 250 aile dile kolay.. Bu yıl ortaokuldayım. Okulum şehir merkezinde sayılır. Burada da aile ziyaretlerine başladık.  Hatırı sayılır bir rakama ulaşmaya çalıştık diyebilirim.

İlçede görev yaparken aile ziyaretlerine okul saatlerinde idarenin izin vermemesi nedeniyle, dersler bittikten sonra aile ziyaretlerine yer veriyorduk. Üstelik proje kaymakamlık projesi olmasına ve bir kuruş benzin parası vermemesine rağmen, kendi imkânlarımızla öğrenci ailelerine ulaşıyorduk.

Hangi köy ya da mahalleye gitmeyi plandıysak, önceden aileleri bilgilendirmiş ve ertesi gün oluşturduğumuz öğretmen gruplarıyla ziyaretleri dört aya yayarak yapmaya başlamıştık..

Aile ziyaretlerine paralel yapılan veli toplantısında ortalama 30 kişinin katılımın olduğu toplantıya bu defa 70 kişi katılmıştı. Katılan ailelerle, öğretmenler arasındaki diyaloglarda oldukça sıcaktı.. Daha sonraki 250 öğrenciye sahip okulun veli toplantılarına katılım sayısı 30 olarak sabitlendi. Aile ziyaretleri okula ilgiyi artıracağı yerde neredeyse velilerde ilk toplantıyı saymazsak hiç etki bırakmamıştı. Peki nerede hata yapmıştık?

Kırsal alanda yaşayan aileler için hayvancılık neredeyse tek geçim kaynağı olarak gözlemledim. Çocuklar birçok aile için üzülerek söylemek gerekirse hayvanlarından sonra geliyor.  Çocuğu disiplinlik bir olaya karıştığı zaman okula geliyor. Şimdiye kadar nerdeydin dediğimizde hayvanlar var hocam, onları nereye bırakaydım diyenleri bu kulak çok duydu. Bu ailelerin çocukları genelde disiplinlik olaylarda karşımıza çıkmaya devam etti. Bu tip ailelerin yaklaşımı, ziyaretler yoluyla değişmemiş ve okulda çocuğu okumuyormuş yaşamaya devam etmişlerdi.

Her aile ziyareti sonrası sizleri okula bekleriz, hem bir çayımızı-kahvemizi içersiniz dediğimizde velilerden birinin verdiği yanıt hala hafızamdadır. Hocam siz geldiniz ya, bizim gelmemize ne hacet.. Diğer velim de hocam çocuğu kayıt getirdim bir kere ya daha neden geleyim diyeni mi ararsınız. Geçen yıl geldiniz ya daha neden geliyorsunuz diyeni mi? J Bu tarz velileri de bırakın okula gelmeyi bir daha okul etrafında görmedik..

Aile ziyaretlerinde öğretmenler tarafından mümkün mertebe nezaket kurallarına dikkat edilmesi, öğrencinin durumu ve öğrenci-aile arasındaki ilişkiler konusunda bilgilendirmeler yapılmasına rağmen daha fazlasını almak için okula gelinmek istenmiyordu. Çünkü çocuğun sorumluluğunu alamamış, büyümemiş veliler karşımızdaydı.. Çocuklarının geleceği için farkındalık düzeyleri düşüktü. Bu tarz vizyona sahip velileri sürece katmak mümkün gözükmüyordu nitekim öyle de oldu.

Tabii bu ziyaretler tamamen fiyasko oldu demem doğru olmaz. Bizimle nasıl iletişime geçeceğini bilmeyen şehir dışında yaşayan veliler başta olmak üzere, gerek telefon gerekse okula kadar gelerek bizlerle iletişime geçen velilerimiz de oldu. Aile ziyaretleri boyunca yaptığımız gözlemlerde; maddi zorluklar yaşayan, boşanmış ya da ölüm gibi travmatik durumlar yaşayan aileleri tanıdıkça, öğrencilerin davranışların arkasında yatan nedenleri daha iyi anlamamıza yardımcı olmuştu. Öğretmenler arasında yapılan diyaloglarda tek gündemin öğrenci olmasını sağlayan bir süreci izliyorduk üstelik. Aile ziyaretlerinde evin fiziki durumu, aile arası ilişkileri gözleme açısından paha biçilmez veriler sunmuştu aile ziyaretleri..

Ortaokulda yaptığımız aile ziyaretlerinde gözlemlendiğim, ailelerin yeni nesilden oldukları ve şehir merkezinde yaşadıkları için, yaşantı zenginlikleri, çocuklarına bakış açıları ve okuldan istekleri konusunda farkındalıkları daha yüksek. Bu yaklaşım çocuklara da olumlu anlamda yansıyor. Değer verildiğini hisseden öğrenci derslerinde ve öğretmenlerle iletişimde gelişim gözleniyor. Bir diğer gözlemim de biz o aileyi ziyarete gitsek de gitmesek de gelecek geliyor, gelmeyecek ağzımızda kuş tutsak gelmiyor.

Özetle tek başına aile ziyaretleri velileri okula çekme konusunda yeterli olmuyor. Yaşantı zenginliği fazla,  ekonomik durumu nispeten iyi ve çevresinde üniversite okuyanların bulunduğu aileler okula ne istediklerini bilerek daha sık gelirken; çocuğunun sorumluluğunu alamamış, yaşantı zenginliği kısıtlı olan ailelerin okula gelmesi çocuğunun başına bir şey gelmesi ya da disiplinlik olması zamanı oluyor. Eğitim çıtamızı yükseltmek için aileler için anne-baba okulları açmak şart diye düşünüyorum. Nasıl anne-baba olacağını bilmeyen aileler, maalesef aradığımız (özlem duyduğumuz) vatandaş kimliğinden uzak bireyler yetiştiriyor. Öğretmenlerin tek başlarına çırpınışları çoğu zaman fayda vermiyor bu nedenle..

 

 

Mustafa TENTİK
Psikolojik Danışman
mtendik@hotmail.com

 

YAZAR BİLGİSİ
2 yıl özel, 12 yıl devlet olmak üzere toplam 14 yıldır rehber öğretmen olarak okullarda çalışmaktayım. Aldığım Eğitimler: Bilişsel Davranışçı Terapi, Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, BDT Temelli Oyun Terapisi, Filial Oyun Terapisi, Terapötik Teknikler, Okul Ortamında Karşılaşılan Davranış Sorunları, Sanat Terapisi, Masal Terapisi, Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi, Resim Analizi Eğitimi, Enneagram, Sınav Kaygısı, Çocuk ve Ergenlerde Kullanılan Teknikler, Yaşam Becerileri, Psikodrama, Yas Terapi, Duygu Regülasyonu, Şema Terapi.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.