Hep sınav yazdım biraz da çekiştireyim.

12.05.2017
856
Hep sınav yazdım biraz da çekiştireyim.

YGS

TEOG

LYS

ALES

YDS

KPSS falan derken bir sürü sınav, resmen 3-4 harfliler etrafımızı çevirmiş.

Peki hedef nedir?

Neden sadece sınavları konuşup çocuklarımızı sınavdan başka bir şey konuşamaz ve uğraşamaz hale getiriyoruz.

Eğitimin bugüne değil geleceğe yatırım olduğunu sanırım hepimiz kabul ediyoruz.

Eğer Türkiye olarak muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak gibi hedefimiz varsa bunu slogandan öteye götürmenin tek yolu eğitimli yetişmiş insan sermayesi yaratmaktır.

Dolayısıyla şu soru ve sorulara yanıt bulmak durumundayız; çocuklarımızı neden eğitiyoruz veya eğitim sonunda nereye ulaşmak istiyoruz?

Çocuklarımızı neye hazırlıyoruz?

Bu soruların tamamı o kadar hassas ve o kadar önemli ki; bu soruların cevabını bize ancak eğitim verebilir.

Ama nasıl bir eğitim?

Mevcut eğitim sistemimiz ve müfredatlarımızda bunu yapabilir miyiz?

Bir hedefimiz varsa bunu yapmak için tek yol eğitilmiş insan sermayesidir.

Ama bu nesli yetiştirmek için eğitim çıktılarını yeniden gözden geçirmek gerekiyor.

Öğrencilerimize hayatta kalma becerilerini kazandırmamız lazım.

Bu beceriler;
İletişim Becerisi- doğru iletişim kurabilen, iletişim araçlarını ve teknolojiyi kullanarak öğrenmeyi etkinleştirmeyi, güncelleştirmeyi sağlamak.

Yaratıcılık ve Entelektüel Merak- Yeni fikirler geliştirmek, uygulamak ve başkaları ile paylaşmak; yeni ve farklı perspektiflere açık olmak istekli olmak.

Eleştirel Düşünme ve Sistemleri Düşünme- Bir şeyi anlamaya çalışırken mantıklı akıl yürütme ve zor seçimleri yapma; sistemler arasındaki ilişkileri anlama.

Bilgi ve Medya Okur Yazarlığı- Farklı şekil ve ortamlardaki bilgiyi çözümleme, erişme, kullanma, uyarlama, değerlendirme ve yaratma.

İşbirliği Becerisi- Takım çalışması ve liderlik gösterme; farklı rol ve sorumluluklara uyum gösterme; başkalarıyla verimli çalışma; kendini başkalarının yerine koyma; değişik farklılıklara saygı gösterme.

Problemi Tanımlama, Formüle Etme ve Çözme Yeteneği

Öz-Yönelim- Kendi anlama ve öğrenme ihtiyaçlarını takip etme; uygun kaynakları belirleme; öğrenmeyi bir alandan bir başka alan aktarma.

Sosyal Sorumluluk- Başkalarının ilgi ve haklarını akılda tutarak sorumlu davranma; kişisel, iş ve topluma açık alanlarda etik davranışlar sergileme.

Sorumluluk ve Uyarlanabilirlik – Kişisel, iş ve topluma açık alanlarda bireysel sorumluluğun ve esnekliğin yerine getirilmesi; kişinin kendisi ve başkaları için yüksek standartlar ve amaçlar belirleyip bunlara ulaşması; belirsizliğin hoş karşılanması.

Bunlar oldukça güzel hedefler, bu hedeflere ulaşmak pek kolay görünmüyor.

İletişim becerisi, yaratıcılık, bilgi okuryazarlığı, problem çözme, eleştirel düşünme becerilerini çocuklarımıza mevcut okul ve eğitim içerikleriyle kazandırmamız kusura bakmayın ama mümkün görünmüyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın da bununla uğraşacak zamanı yok! Elemanı da yok!

Zira kendileri okul müdürlerini görevlendirme, çocukları yeteneklerine ya da ilgilerine göre değil netlerine okullara gönderiyorlar.

Ki o netler bir şeyi ölçmüyor, ölçse de “bu çocuk hangi okula gidebilir”i ölçmediği garanti.

Ya da kendi mesleğim açısından bakayım olaya.

Tüm dünyada benim işim “okul psikologu” ya da “psikolojik danışmanlık” olarak bilinirken MEB’de REHBERLİK deniliyor. Her ne demekse artık.

MEB’de Özel Eğitim Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı olarak çalışırız. Yani onlar bizim büyük patronumuz.

Ancak maalesef yapılan YENİ uygulama eskisinden daha kötüye götürüyor mesleğimi.

Her sene yeni bir rehberlik yönetmeliği ile karşımıza çıkıyorlar ki hiç bir bilimsellik yok.

EEEE bunu siz istediniz biz de yaptık şeklinde çok bilimsel bir cevaptan öteye gitmiyor iletişimimiz.

Ayrıca diğer EĞİTİMCİlerin de durumu daha vahim, yapın genel müdürüm rehberlikçiler ölsün zaten çalışmıyorlar!

Bunu söyleyenler de 12 yılda anadili Türkçeyi, matematiği ve fen bilgisini öğretemeyenler. İngilizceye değinmeyeyim.

Şimdi bizler bütün eğitimciler olarak şapkamızı önümüze koyup tekrar düşünmemiz gerekiyor.

Eğer ülkemizi gelecek yüzyılın lideri olarak görmek istiyorsak okullarımızda çocuklarımıza 21. yy becerilerini kazandırmak zorundayız.

Zaman geçirmeden Milli Eğitim Bakanlığı’nın amaç ve hedeflerini yeniden düzenleyip eğitim-öğretimi de buna göre yeniden düzenlemeli.

Çünkü eğitim-öğretim genel müdürlerin EGOLARINA teslim edilemeyecek kadar büyük bir iş.

Yaptım oldu ile değil. Alttan, öğretmenlerinden, işin uygulayıcılarından eğitim şuraları vasıtasıyla yardım alıp birlikte düzenleyerek yapmalı bu işi. Tüm kanalları ile bu işi yapmalı.

Tepeden inme sistemler en güzeli, süperi de olsa tutmuyor çünkü.

YAZAR BİLGİSİ
Psikolojik danışman ve rehber öğretmen 2004 erzurum pdr mezunu 2007 bahçeşehir üniversitesi eğitim yönetimi yüksek lisans çeşitli özel ve kamu kurumlarında (dershane, üniversite, ilkokul, ortaokul, lise, meslek lisesi) rehber öğretmen olarak çalıştım halen sınavlı bir devlet anadolu lisesinde rehber öğretmen olarak görev yapıyorum, rehber öğretmen olarak emekli olmak kariyer hedefim. öğrencilere kariyer belirleme ve sınavlar konusunda yardımcı olmaya çalışıyorum. bir erkek ve bir kız babasıyım  
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.