Mutsuzluğa bir sebep: Sosyal medya

MUTSUZLUĞA BİR SEBEP: SOSYAL MEDYA

Gün geçtikçe sosyal medya bağımlılığı teknoloji çağının ciddi sorunlarından biri haline geliyor. Amerikan Psikiyatri Birliği Kongresi’nde; mesleği özel bir çalışma gerektirmedikçe, internetle günde 6 saatten daha fazla vakit geçirilmesi ve bu ilginin 6 aydan uzun sürmesinin internet bağımlılığına işaret ettiği görüşüne varıldı. İnsanların bir çoğu artık uyanır uyanmaz sosyal medya hesaplarını kontrol ediyor.

Uzakları yakın ettiği düşünülen sosyal medya aslında yakınları uzak ediyor. Sosyal medyada çok iyi arkadaş olan kişiler bir araya geldiklerinde yüz yüze konuşamıyorlar. Twitter da facebook da kendilerini ifade edebilen bireyler topluluk önünde konuşamaz hale geliyorlar.

Sosyal medyayı artık ‘Ben de buradayım’ demek için kullanır hale geldik. Başkaları tarafından takip edilip merak ediliyor olmak haz kaynağı halini almış durumda. İnstagramda paylaştığımız fotoğrafa az beğeni geldi diye mutsuzlaşan beğenilmiyorum duygusuna kapılan bireylere dönüşüyoruz. Aldığımız like sayısına göre rahatlıyoruz. Mutsuz olduğumuz anlarda bile eğleniyormuş gibi gösterip mutluyum imajı çiziyoruz. Başkalarının sanal hayatlarına bakıp kıyaslama yaparak kendimizi gerçek hayatta mutsuzluğa itiyoruz. Bu durum kıskançlık ve düşük benlik algısına sebep oluyor.

Genç bireyler sosyal medyadan daha çok etkileniyor. Araştırmalar sosyal medyayı günde iki saatten fazla kullanan gençlerin depresyon veya anksiyete gibi zihinsel sağlık problemlerine yönelik eğilimleri olduğunu gösteriyor.

Başkalarını merak etmeyi bırakın.Hiçbir duygu durumunu tam anlamıyla yansıtmayan paylaşımlara koşulsuz inanmayın. Gerçek ilişkiler kurun. İnsanlarla yüz yüze konuşun. Duygularınızı gerçekten yansıtın belli edin. Boş zamanlarınızda sürekli sosyal medyayı kullanmak yerine aktiviteler edinin. Sosyal medyanın hayatınızı yönetmesine izin vermeyin. Gerektiği kadar kullanmasını öğrenin.

Sevgiyle kalın 🙂