Sudan Çıkmış Balıklar

24.12.2018
2.264
Sudan Çıkmış Balıklar

 

Neden bu başlığı seçtim biliyor musunuz?

Çünkü bu zamanın velilerine en uygun isim olduğunu düşündüğüm için özellikle bu başlığı belirledim.

Çocuk yetiştirmekte zorlanan, ne yapacağını bilemeyen, çocuğunun ilerlemesini isterken daha çok çocuğuna zarar verdiğini göremeyen aileler olduğu için bu başlık altında yazımı yazdım.

Bugün veliler toplantısına girdiğimde bir velinin feryadı ile karşılaştım.

“Ben çocuğuma verilen ödevle konusunda yardımcı olamıyorum. Ödevlerden anlamıyoruz.” Diye sinirleniyordu.

Sordum velimize

-“Evinizde internet var mı?” diye.

-“Evet Var” dedi.

-“Peki facebook, instagram vs. gibi sosyal medyaları kullanıyor musunuz?” diye sordum

-“Evet kullanıyorum.” Dedi.

-“Peki bunları nasıl öğrendiniz?” diye sorduğumda, internetten araştırarak, bilenlere sorarak, kısacası araştırarak öğrendiğini ifade etti. Aynı şeyleri çocuğunuzun ödevi içinde yapabilirsiniz dedim. Sustu, yüzü asıldı. Haklılık duygusu ile hareket ederken, neye uğradığını şaşırmış gibiydi. Haklı mıydım? Bence kendimce haklı kendimi haklı gördüm. Bu sakın narsistik olarak görülmesin. Çünkü kendi sosyal medya hesaplarını kullanmayı öğrenecek kadar bilgi sahibi bir insanın, bir çocuğa yardımcı olabilecek kadar bilgisi olduğunu hepimiz çok iyi bilmekteyiz. Eksikliğimiz nerede diye sormak lazım. Hatta soruyorum buradan da ;

-“EKSİKLİĞİMİZ NEREDE?”

İzininiz ile kendimce birkaç tespit yapayım.

  • Teknoloji geldi geleli, iletişim koptu, ailelerdeki sorunlar, çocuk iletişimindeki problemler baş göstermeye başladı. Karısı kocası ile en az düzeyde konuşmaya başladı. Anne çocuk ile çocuk baba ile iletişimi neredeyse kesme aşamasına ulaştı. Sonuç ne mi oldu? Anlaşılmamak, anlamamak veya anlatamamak gibi eylemsizlikler doğdu. Özetle Sorun arttı. Problem arttı.
  • Sorumluluk duygusu giderek ortadan kalktı. Çocuk sorumsuz, aile sorumsuz oldu. Daha sonra toplumca sorumsuzluk duygusuna kapılıp hep birlikte sorumsuzluk eylemine başladık işte.
  • Tembelleştik hepimiz. İnstagramda veya başka bir sosyal medyada paylaşmak için çekindiğimiz fotolarda fotojenik olmak için harcadığımız enerjiyi hiçbir şekilde diğer alanlarda harcamadık. Çocuğumuz ile sohbetimizde, pazarda, yerelde veya reelde yapamadık. WhatsApp guruplarında yaptık tüm espirileri ve tüm hünerlerimizi orada sergiledik. Çocuklarımızı her zaman ikinci plana ittik. Mışıl mışıl uyurken teknoloji dünyasında bir uyandık ki gece olmuş ve etrafımızda kimse kalmamış. Çocuklarımız da bu durumdan faydalanarak bizimle birlikte kayıp olup gitmişler.

Çok dağınık yazdım sanki ama cümlelerimi şuraya bağlamak istiyorum aslında;

Dedim ya sudan çıkmış balıklar diye, işte çocuklarımız, ailelerimiz ve toplumumuz karanlıklardan kaybolup daha sonra kendilerini aramaya koyulduklarında tam da öyle oluyorlar. Neden diye soranlara anlatayım ufaktan;

Çocuk bir balığa benzer, kural koyarsan akvaryumu olur ve o akvaryumu dışına çıkamaz. Her daim onunla birlikte isen ve onunla olduğunu hissettirirsen, suyu olursun onun, yaşadığını hisseder. Akranları ile Oynamasını sağlar ve bu fırsatı ona verirsen, yüzmesine ve enerjisini atmasına yardımcı olursun. Suyunu her hafta değiştirirsen ya da gerektiği zamanlarda ilgilenirsen, can vermiş olursun.

Bir de tam tersinin düşünün. Tamamen ilgisiz ve akvaryumu havasız kalacak şekilde bırakırsan, yani katı kurallar koyup onun nefes almasını engellersen, suyunu değiştirmezsen, ölüp gider balık.

Son cümlelerim ile özetlemek istiyorum yazmak istediklerimi.

Değerli aileler, çocuk yapıldıktan sonra cebine para konarak veya yetersiz ilgilenilerek bir yere varılmaz. Sizler onlarca konuya ayırdığınız zamanları biran önce çocuklarınıza çevirmeli ve onlarla ilgilenmelisiniz. Yarın çocuklarınız iyi bir dünyada yaşasın ve sudan çıkmış balık olmasınlar diye bugünden itibaren değişime başlamalısınız.

Daha güzel bir dünya ve sudan çıkmış balık olmamak için en samimi duygularla el ele olmak dileğiyle…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.