Oyunun mucizesi

17.01.2017
1.516
Oyunun mucizesi

Oyunun mucizesi

Aman canım çocuk işte oynarız bir şeyler‘ çocukla oyun oynayacağımızda biz yetişkinlerin zihnine hükmeden pervasız düşünce.  Hep bunun yüzündenmiş meğer çocukla geçireceğimiz vakti çok da önemli görmememiz. Halbuki ne kadar önemli bir zaman dilimi imiş oyun zamanları, sevgili dostlar gerçekten ben epey zamandır psikolojik danışmanlık yapıyorum bilmiyormuşum oyunun çocuk için anlamını, oyun oynayarak neleri değiştirebileceğimizi, oyunla çocuğa ve kendimize neler katabileceğimizi bilmiyormuşum gerçekten. Adeta sihir, ‘abrakadabra‘ ifade olarak oyun içinde geçse gerçekten sihir olacak tek fark o galiba. Geçenlerde aldığım oyun terapisi eğitimi ile bende bu farkındalık oluştu.

Oyun çocuğun keyifle geçirdiği bir vakit, sosyalleşme aracı vs. yüzeysel bilgilerim varmış sadece. Yeni keşfettiğim ‘oyun‘ büyük yazmak istiyorum artık saygım arttı bu kelimeye ‘OYUN‘ un bu bilmediğim etkilerini sizlerle de paylaşmak istedim. Zaten bunları bilenler için bir hatırlatma, ben gibi henüz farkedememiş arkadaşları da büyüleyip oyuna aşık etme amacındayım. Şunu da söyleyeyim eğitimi aldıktan sonra ilk işim ‘çocuk ve oyun‘ konulu veli semineri yapmak oldu. Sanıyorum ben bu işin içindeyken bu kadar az biliyorken oyunun önemini, özel ilgisi eğitimi olmayan velilerimiz de bilmiyordur. Ve hani hepimizin bir yıl içinde plana koyduğu seminer konuları vardır ya ben artık bu semineri de ekledim hem de en başa ilk ay kine. Sonraki aylarda velilerime geribildirim vereyim ve daha da önemlisi ‘vay hocam haklıymışsın gerçekten işe yaradı‘ tepkilerini alayım da hazlanayım diye.

Şimdi başlayayım size mucizeyi anlatmaya;

Seçici mutizmi olan bir çocuğun sizinle konuşması, öfkesini kontrol edemeyen öğrencinin ilaç kullanmaya gerek kalmadan daha sakinleşip tepkilerini uygun yollarla ifade etmeyi öğrenebilecek kıvama gelmesi, kardeş kıskançlığı, ayrılık kaygısı veya diğer anksiyete bozuklukları yaşayan çocuğun kaygı düzeyinin normalleşmesi, dürtü veya sınır bozukluğu olan çocuğun sınırları öğrenmesi daha az dürtüsel davranmaya başlaması, ve en büyük mucize çocuğun en öz farkındalığı yüksek yetişkinin bile kendini anlayıp anlatmada ulaşamayacağı üst düzey bir doğrulukla oyun yoluyla kendini, iç dünyasını, bazı davranışları neden yaptığını, ruh halini, bilinçdışında nelerin olduğunu, anne babasının ona nasıl davrandığını nasıl kişiliklere sahip olduklarını ve daha pek çok özelliklerini böyle arkası görünür şeffaflıkta entrika gizem olmadan anlatması. İnanmak bana güç geldi ama gerçek bu.

Doğru oynanan oyunun etkileri bunlar. Bakın henüz oyun  terapisi demedim bile.  Bilinçli, entelektüel düzeyi yüksek, okumayı seven her anne baba bir psiko eğitimle çocuğu ile doğru oyun oynar hale gelebiliyor. Hani bazen sorarlar ya da biz öneririz ya çocukla daha çok ilgilenin, kaliteli vakit geçirin diye. O arada bazen zorlanırız şunları şunları yapabilirsiniz demeye çünkü her ailenin kendi özelliklerine göre yapabileceği etkinlikler farklılaşır haliyle. Ama bu oyuncak ve oyun arkadaşlar yani her evde zaten oyuncaklar var, e hemen her ailede az yada çok çocukları ile oyun oynarlar. Öyleyse düşünmeye gerek kalmıyor hemen içimiz rahat şekilde etkisinden emin olarak yani, öneri verebiliriz ‘OYUN oynayın‘ çocuğunuzla.

Peki doğru oyun oynandığında ne değişiyor ki çocukta böyle mucizevi etkiler ortaya çıkıyor. İlk temel değişim çocuk anlaşıldığını hissediyor ya da daha doğrusu anlaşıldığını anlıyor, emin oluyor. İfade edemediği pek çok içindeki sıkıntıyı oyun yoluyla ifade ediyor. Kaygı yaşadığı konuları oyunda somutlaştırıp kaygısını azaltıyor, örneğin kaçırılma korkusu; anne çıta yavru çıtayı kaçırıyor sonra baba çıta gelip onu kurtarıyor. Yaşadığı çatışmaları çözüyor oyunda mesela aslanları birbiriyle dövüştürüyor bu sayede yaşadığı katersisle baba agresyonu azalıyor. Oyunda balıkları öldürerek demek istiyor ki size ‘benim yaşam enerjim düşük libidom düşük yardım et bana’ diyor veya balıkları oyunda kurtararak libidosu için ateşleme yapıyor. Silahla yada kılıçla oynayıp savaşarak içindeki saldırganlık dürtülerini doyuruyor. Empati kurabilmeyi öğreniyor.

Atlarla çok oynayıp ‘cinsel kimlik merakı içindeyim’ diye bas bas bağırıyor size.  Tabi sizde hemen anne babayı bilgilendirip çocuğa bu konularda bilgi verdirtiyorsunuz. Yada ne bileyim ahtapotla fazla oynayarak size diyorki ‘benim annem çok korumacı az bana yardım et de annem her şeyime karışmasın’ diyor. Diyor da diyor. Ayakkabılar ile çok oynuyor mesela ‘ben kadın cinselliğine taktım kafayı bilgiye ihtiyacım var bu konuda’ diyor. Saymakla bitmez her oyuncağın temsil ettiği bir gerçeklik var oyununda. İşin ilginç tarafı bu oyuncakların temsili evrensel yani Afrika’daki çocukta aynı oyuncakla aynı amaçla oynuyor Avrupa’daki de Türkiye’deki de. Mucize değil de nedir arkadaşlar bunlar. Hani kullandığımız bir tabir var ya elimizde sihirli değnek olsa da dokunmak yetse diye. İşte bulduk galiba o sihirli değneği.

Çok geniş de yaş aralığı var oyunun sağaltıcı etkisini görmede. 3-12 yaş. 12 den büyüklerde de daha çok masa oyunları dama, satranç, amiral battı, bilgisayar oyunları vs vs. Ancak 12 yaştan sonra daha çok çocuğu anlamak üzerine etkisi var. Sağaltım da mümkün ama küçük yaş kadar mucizevi değil. Orda devreye farklı oyun terapileri giriyor.

Peki asıl soru kaldı geriye doğru oyun nasıl oynanmalı. İşte bu sorunun cevabı birkaç kelime, cümle ile çok mümkün değil arkadaşlar. Oyun terapisi eğitimi almak ya da bununla ilgili yazılmış kitapları okumak gerekiyor. Ancak özetle şöyle söyleyebilirim yönetmen çocuk ve biz oyuncuyuz o gel sende şu ol, şurada dur demeden hiçbişeye karışmıyoruz sadece çocuğun yaptığı hemen her şeyi yansıtıyoruz. ‘Şimdi polis arabasını aldın ambulansın yanına koydun. (oyuncağı kastederek) onun hasta olduğunu söylüyorsun.‘  gibi.

Lütfen bu oyuna bu yaştan sonra aşık olmuş, mecnun arkadaşınızı dinleyin oyun terapisi eğitimi alın. Aslında önermek istediğim velilerinize bunu ailenin evde yapabileceği kadarını öğretin. Oyunu anlasınlar, nasıl oyun oynamak gerektiğini öğrensinler, OYUN’a hakettiği özeni göstersinler.

Tüm meslektaşlarımı en içten duygularla selamlıyorum. Oyunla, sevgiyle kalın.

 

Hakkı Can SARIHAN
Uzman Psikolojik Danışman
vigorxx@hotmail.com

YAZAR BİLGİSİ
Rehberlik Servisi
YORUMLAR
  1. Buğra Topkara dedi ki:

    Hocam seni tebrik ediyorum. Aşkla yazmışsın yazını, oyuna aşık olarak yazmışsın. Belki de oyunun sihrini unutmuş olan bizlerin dikkatini yine o sihre çekmişsin.