Karnelerin gerçek sahibi kim ?

12.06.2017
1.059
Karnelerin gerçek sahibi kim ?


KARNELERİN GERÇEK SAHİBİ KİM?

Karne kelimesinin Latince “quatuor” (dört) kelimesinden türediğini öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Her nedense kültürümüzdeki dört dörtlük insan deyimini aklıma getirdi bu sözcük. Çünkü karnelere de bu şekilde bakıyoruz biz. Kaç kaçlık öğrenci benim oğlum? Kaçta kaç başarılı benim kızım?

Karnesi iyi olanlar dört dörtlük öğrenci, karnesi zayıf olanlar değil.

Karnesi iyi olanlar çalışkan, zayıf olanlar değil.

Karnesi iyi olanlar akıllı, uslu; zayıf olanlar değil… Yıllarca bu şekilde değerlendirildi öğrencilerin, çocukların aldığı karneler.

Peki, doğru mu? Tabi ki yanlış. Hatta çok yanlış…  Neden mi? Çünkü karnelerin sahibi onlar değil. Karnelerin sahibi aileler, anne babalar. Başarılı anne babalar başarılı çocuklar yetiştirirler. Öğretmenlik mesleğine yeni başladığım günlerde kıdemli bir meslektaşım bana eğitim ile ilgili unutamayacağım bir anısını anlattı. İlk görev yaptığı köy okullarından birinde başarılı ve çalışkan üç kardeş varmış. Bu üç kardeş gün gelmiş üniversiteyi kazanmış ve okumuşlar. Bu üç kardeşin annesi okuma yazma bilmiyormuş. Ama çocuklar annelerinin okuma yazma bilmediğini ne zaman öğrenmiş biliyor musunuz? Üniversiteye gittikleri zaman. Peki, o zamana kadar çocuklar bunu nasıl anlayamamış? Çünkü anne her gün okuldan sonra çocuklarını toplar ve onlara ödevlerini yaptırırmış. Çocuklar ödevlerini yaparken anne de önüne bir kitap alıp okur gibi yaparmış. Bu şekilde anne yıllarca çocuklarına etüt yaptırmış ama okuma yazma bilmediğini çaktırmamış. İşte ilgili anne ve babaların çocukları bu şekilde bilgili olur. Önemli olan çok şey bilmek değil. Çocukların derslerinden anlayıp onlara ders anlatmak da değil. Önemli olan ilgili olmak. Öğrencilerin alacağı karneler de aslında bize ne kadar ilgili ailelere sahip olduklarını gösteriyor.

Değerli aileler çocuklarınızın getirdiği karneleri ellerinize aldığınız zaman değerlendirmeniz gereken nokta onların başarısı değildir. Kendi başarınızdır. Bir dönemde çocuğunuzun başarısına ve başarısızlığına ne kadar katkıda bulundunuz? Çocuğunuzun okul başarısı için neler yaptınız? Bu şekilde düşünmemiz ve iyice muhakeme etmemiz gerekiyor.

Hatırlar mısınız Hababam Sınıfı’nda Mahmut hoca bir gün velileri toplar ve onlara bir konuşma yapar. İşte bu konuşma o günden günümüze kadar tüm velilere karneleri nasıl değerlendirmeleri gerektiğini öğretiyor: Bir çocuk eline çanta verip okula yollanmakla, cebine üç beş kuruş para koyup okul köşesine atılmakla eğitilmez. Daha doğrusu ana babanın görevi burada bitmez. Bu yüzden benim kanımca tembel çocuk, hatalı çocuk, suçlu çocuk yoktur. Hatalı ve hatta suçlu ana baba vardır. O yüzden de bu karneleri çocuklarınıza değil, gerçek sahipleri olan sizlere vermeyi daha uygun buldum. İçindeki notlar sadece onların ders notları değil, bir anlamda sizlerin de analık-babalık görevlerinize verilmiş notlardır.

 

Sabri DAŞO
Psikolojik Danışman
sabridaso@gmail.com

ETİKETLER: ,
YAZAR BİLGİSİ
Rehberlik Servisi
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.