Depresyondayım

06.03.2017
1.089
Depresyondayım

DEPRESYONDAYIM!!!

Kapı çaldı ve sessizce içeriye girdi. Geçti oturdu ve gözleri şişmişti. Hocam dedi; yaşamaktan insan neden zevk almaz? Durduk yere sorulan soru hem korkmama sebep olmuştu; hem de beni baya düşündürmüştü. Neden sordu ki diye. Oysaki çok da güzel giden bir yaşantısı vardı. Değişmişti onun için her şey ve onun gibi düşünmeye başladığımda her şey anlamsızlaşmıştı. Zevk alarak yaptığı işlerden artık zevk alamadığını fark edebiliyordu. Bunun gibi ufak gibi görünen ama ufak olmayan değişimler de görülüyordu bireyde.

Farkında değildi ama uyumayı çok sevmeyen insan gitmiş, uyku düşkünü bir insan doğmuştu. Beni en fazla etkileyenlerden birisi de şu olsa gerek, olumlu bakma becerisinin yerini, karamsarlık etrafını sarmıştı. Yemek yemeyi seven, sürekli bir şeyler tıkınmayı kendisine ilke edinen kişinin yerine, zorla yemek de yedirsen yemem diye haykıran midesi, ruh hali ortaya çıkmıştı. Yorgundu! Hem gözleri yorgundu, hem bedeni yorgundu, belli ki kapımı çaldığını fark ettiğinde, nasıl anlatacağını düşünmekten düşüncesi de yorulmuştu. Kısacası ruhu yorulmuştu. Günlük onlarca adım atıp, hareket etmeyi seven kişiyi kaldırıp, onun yerine hareket mekanizması bozulmuş yeni bir insan doğmuştu.

Dünyaya geldiğine pişman olmuş edası ile yapmış olduğu tüm işlerde vardı belli bir pişmanlığı. Pişmanlık yaşamasına bağlı oluşan suçluluk duygusu baş göstermişti. Konuşmalarımızda uzaklara, odanın dışındaki çok uzaklara gittiğini bana hissettirebiliyordu. Aynen düşündüğün gibiydi. Tam bir dikkatsizdi. Bilmem ki ne olmuştu ona, nasıl olmuştu. Hiçbir şeyi yokken dilinde bir türküsü vardı hiç susmadan söylediği. Belki de hıçkıra hıçkıra ağlamak istediği ama ağlayamadığı için gözyaşlarını içine akıttığı dizelerdi. Tam da sözleri şöyleydi.

 “Ölse kimin umurunda

Kimsesi yok garip garip

Aynı benim durumumda

Kimsesi yok garip garip” (Muhlis AKARSU)

Bir ölüm arzusu, yelken açmış ruhunun enginliklerine doğru sızmaya başlamıştı. Yaşamak kadar ölmenin de bir ihtiyaç olduğunu söylediğinde sezmiştim içinden geçen intihar etme niyetini. Var mı planın diye sorduğumda susup, 3 dakika boyunca sessizliği bozmadan bir birimizin sessizliğini dinlemiştik. O suskundu; ben de onun kadar suskundum aslında. O bozmuştu ilk sessizliği. Evet dediğini hiç unutamadım.  Unutmak yok saymak gibi gelmişti. Onu anlamamak ya da danışma sürecinde yapılması gerekenleri yok saymaktı.

Benim dışımda mı yok sayıldı?

Umudunu mu kaybetti? Yaşama arzusunu mu kaybetti?

Ne olmuştu ki ona bir anda bu kadar değişmişti her şey…

Kendisi farkında bile değildi.

O aslında DEPRESYONDAYDI…

 


Arif KOÇAK
Psikolojik Danışman
arifkocak76@gmail.com

ETİKETLER: ,
YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.