Karanlığa Bir Mum Yakmak: Zor Zamanlar Geçiren Yakınınıza Eşlik Etmek
Bazen bir insanın içi, dışarıdan bakıldığında güneşli görünür; ama içinde uzun bir kış sürüyordur. Depresyon tam da böyledir. Kişi bunu kendi isteğiyle seçmez; bu, kalbin yorulduğu, ruhun ağırlaştığı bir süreçtir. Bu yüzden “Toparlan artık” demek yerine, yanında durmak, onun karanlığına eşlik etmek gerekir.
Birinin yanında olmak, bazen sadece var olmak demektir.
“Konuşmak istersen buradayım.”
“Bugün birlikte sessiz kalabiliriz.”
“Hiçbir yere gitmiyorum.”
Belki bir cümle, belki sadece bir bakış… İnsan, iyileşmeye çoğu zaman kelimelerden önce temasla başlar.
Dinlemek, sevginin en sade hali.
Onun acısını hemen çözmek zorunda değilsin. Hatta gerekmiyor.
Duyduklarını yargılamadan dinlemek, “Seni anlıyorum” demek kadar güçlüdür.
Bazen bir gözyaşının yanına sadece bir omuz gerekir.
Küçük adımlar, büyük umutlara gebedir.
Birlikte kısa bir yürüyüş…
Bir fincan sıcak çay…
Pencereden içeri süzülen gün ışığını perdeyi aralayıp birlikte izlemek bile…
Bunlar ruhun yavaş yavaş yeniden uyanmasına yardım eder.
Profesyonel destek, yolculuğa rehber olur.
Bir terapistin, bir psikoloğun dokunuşu; kırılmış bir kemiğin alçıya alınması gibidir.
“İstersen birlikte araştırabiliriz” demek bile, karanlığa yakılan bir mumdur.
Ve unutma:
Sevgin, onun ilacı değildir.
Ama sevgin, iyileşmeye yürünecek yolu aydınlatan bir fenerdir.
Onun yükü sana ait değil.
Sen, sadece yolu tutan el olacaksın.
Kalbi yeniden atmayı hatırlayana kadar…
Ve en güzel tarafı:
İyileşme hep mümkün.
Hiçbir kış sonsuza kadar sürmez.
Toprak, er geç çiçeğini yeniden hatırlar.
Sen yanında oldukça, o yalnız olmadığını hep bilecek.
Ve bazen, bir insanın yeniden hayata tutunması, sadece birinin “Buradayım, seninleyim.” demesiyle başlar.